Türk olmak gururdur.

türklük bilinci makalem

türklük bilincimiz ile ilgili yazdığım makalemi umarım beğenirsiniz.

Tarihimiz boyunca, orta asya’dan günümüze kadar bize anlatılan veya empoze edilen tarihimiz ile avunduk durduk. Bu tarihimizi bize kimler anlattı? Tarihimizi kimler yazdı? Aile yapımızı bize nasıl anlattılar? Atalarımızı nasıl biliriz? Hangi tarihten beri türklük bilinci oluşmaya başladı? Vs. Vs. Bir sürü cevabı verilmesi gereken sorular var.

Bu sorularımıza ne türk tarih kurumundan, ne de farklı kurumlardan cevaplar bulabiliriz. Maalesef tarihlerini bilmeyen milletler yok olmaya mahkumdur (m.k.atatürk). Bir dönem dizilere konu olan (sağır oda), kurtlar vadisinde açık açık detaylarına girilmeye çalışılan kara kaplı kitap veya defter hakkında hangimiz ne kadar bilgi sahibiyiz. Ki o kara kaplı defterin orta asya’da kurulan ilk büyük türk devletinden itibaren bir sonraki büyük türk kabilesi veya devletine emanet edildiği, böylece kuşaklar boyunca türk tarihini sayfa sayfa işlendiği bilinen bir gerçek. Öyle ki her kabile veya devlet kendisi ve öncesini bu defterden okur eksik kalan kısımları yazarmış. Karamanoğlu mehmet bey döneminde ortak kullanılan türkçe kelimelerle düzenlenen bu defterin türk tarihi açısından büyük önem arz ettiği bilinmektedir. Ancak gazi mustafa kemal atatürk’ün bir şiirinde de belirttiği üzere o defterdir ki tarihi aydınlatır. O defterdir ki bir milleti uyandırır dizelerinde bahsettiği defteri türk tarih kurumuna miras olarak bıraktığı ve milletim geçmişini bilmeli ve geleceğini ona göre şekillendirmeli dediği rivayet edilmektedir.

Bir kısım türklük uzmanı arkeolog türk tarihinin ve dünya tarihinin yeniden yazılması gerektiği konularında bir şeyler açıkladılar. Ama ne basından ne de tarih çevresinden yeterli destek bulamadılar.

Biz tarihimizden utanarak yaşamaya devam ediyoruz ki gerçeği hala bilmiyoruz. Yakın tarihimizi yabancı yazarlardan, osmanlı tarihini yabancı yazarlardan, orta asya dönemini yine yabancı yazarlardan öğreniyoruz. Bknz. Devletin okullarda okuttuğu tarih kitapları.

Çok yakın zamanda değil türklüğümüzü, insanlığımızı kaybedeceğiz gibi görünüyor. Çıkıp sokağa, bakın etrafınıza. Gençlere, yetişkinlere, çocuklara bir bakın. Giyim tarzlarına, konuşmalarına, hareketlerine şöyle bir göz gezdirin. Bunlar bizim neslimiz olamaz diyor bazıları. Oysa bu gençler, bu çocuklar, bu yetişkinler biziz. Düşük bel pantalonlar, yana çevrilmiş şapkalar, kesik parmaklı eldivenler, hey ne habersin gibi sorular, umutsuz ve boş bakışlar sokakta etrafınızı çevreliyor.

türklük bilinci önce ailede, sonra okulda, sonra çevrede, sonra hayatta şekillenir. Hatırlarımda, çevremiz bizi yetiştirirken ufak ufak örf ve ananelerimizi öğretir. Düğünde, cenazede, bayramda, sokakta kendimize, çevremize, büyüğümüze, küçüğümüze nasıl davranacağımızı öğretirlerdi. Üstelik örnek olarak kendilerini gösterirlerdi. Canlı canlı izleme imkanı sunarlardı. Şimdi ise bırakın aileyi, insanın ikinci bilinçlenme ortamı olan okullarımızda bile türk denilince öğretmenler bile bi tuhaf davranıyor. Peki, yeni yetişen bir gence bu türklük bilincini nerede ve nasıl kazanacak? Bir dönem ülkü ocakları bu işi yeterince yerine getiriyordu. Şimdi onlar bile türklükten kaçıyor gibi davranıyorlar.

Şu son zamanlardaki açılım tartışmalarına dikkat edin! Hemen hemen tüm açıklamalarda çok yakında türklüğünüzü unutacaksınız, türklüğünüzden utanacaksınız, kendi vatanınızda asimile olacaksınız, kendi vatanınızda yabancı kalacaksınız gibi hisler uyandıran cümleler kullanılmaktadır.

Dikkat! İşte buraya dikkat edin!

Sık sık kullanılan bu tür izlenimler toplumda gerginliğe ve gruplaşmaya yol açmaktadır. Gitgide birbirinden sırf memleketi nedeniyle nefret eden komşular, akrabalar oluşacaktır. Türk kimliğimizi savunurken sağduyu, bilinç, tarih üçlemesine önem vermek gerekir.

Unutmayın!

Biz türküz derken bile tereddüt etmeyin.

Aslınızı asla inkar etmeyin.

Varlığım, türk varlığına armağan olsun.

Ey türk titre ve kendine dön.

Admin:;___HAKAN____/)ÇELİK./¯"""/')
¯¯¯¯¯¯¯¯¯¯\)¯¯¯'\_„„„„\) .SEVGİLERİMLE...